31 Ocak 2012 Salı

Döngü-35 Karga


Karga Mecmua



İtina ile kanatılan deriler seslerde arınır. Bir kapı aralamak için melodiler lazım çokça karşıya geçmek için dünyanın diğer yarısıyla. Çığlıklarımızı duymak için nice boş suratta. Mevzu siz ve sizi açacak bir mecmua. Şarkılar melodilerden çok fazladır ruhun ağlayan kabuğunda.


Ve yıldırım tozunu attırır notalarda eriyen nice şuhta. Bir dimağın döngüsüne takılmak için karga kanatlarını açar içinde eridiğimiz durgun yolculuğa.

29 Ocak 2012 Pazar

Döngü-34 Sesler çatlak




Bir kadının gölgesinden kaçınmak. Yüzleri asık talihleri kendimizde asmak ve her dönüşün kayıp ucundan yine kendine yakalanmak. İşte tam orada dünyanın ikimiz için yaratılmış bir cennet olduğunu düşündürecek çok şey var. Bazı kadınlar da bunu savurur tıkandığımız ruh daraltılarında ; Lana Del Rey gibi. Eskidiğimiz pek çok düşü en sakininde tekrar çekiyor tenimize. En güzel elbiseleri giymek için salınıyor her bir tonun kokusu. Sanırım ona inanabilmek için önce inançta tükenmiş olmak gerekiyor. Kendine kapaklanan kadınlardan bahsediyoruz. Algısı gözlerini aşamayanlardan ; zamanı kendilerinde durduranlardan.

"Born to die (2011) " kavramı ile kürekliyor yangınımızı. Estirecek çok rüzgarın olduğunu sesleniyor en derinden. Anlamı kıran kadınları kollayacak ezgileri fısıldıyor; umutsuz ev kadınlarını sokaklara indirecek türden. Görebildiğimizi söylemeliyiz ona hala çığlıklarımızın kadın kalabilmesi için. Sonu başa sürükleyecek yalanları tüketebilmek için.


27 Ocak 2012 Cuma

Bazen sayfalar dökeriz-5

Cat Power - Belki değil!
Amerikan müzik piyasasında yirmi yıllık sakin bir fırtına estiren Cat Power ,  içeriden sesleniyor her birimize,  solukları keskin sekiz albümü ile. Dişleri karanlığa geçirilmiş tanıdık bir sima her melodide. Sade duruşunun gördüğümüz her şeye inanmamızı sağlayacak nedenleri  var gibi. Umutların bir adım ilerisinden sesleniyor bize güçlü referansların ezgisi ile. Nick Cave, Patti Smith turnelerinin yolcusu ve Eddie Vedder’ın “Tonight You Belong To Me” adlı parçasının nadide soluğu.


Bir gökyüzü olmadan kaybedilen yıldızları topluyor dinginliğe şarkı sözleri.  Ruhumuzda açılan delikleri en sade ritmler ile dolduruyor. Birilerini kaybetmek gibi her vurgu yahut kendi kayboluşunu hazırlamak.  Anımsanmayacakların altını çiziyor Power , bir gün geri döneceğimizi  hatırlatıyor her defasında çünkü tüm düşler gerçekelecek, hayat bir rüya.  Açıklanmayacakları kolluyor şarkı araları, başka gözyaşlarını bürüyor notaları, kendisi dışında ağlayan dünyaya ince ince bir acı solluyor her zahmetin nedeni aşkları.  Ağlıyoruz ağlıyoruz ve kimse bilmiyor. Sadece insanız yaptığımız kadarını alan, belki o bile değil.  Dün buradaydı ya siz?


21 Ocak 2012 Cumartesi

"Ara"da-8

The Artist (2011) -Seslerin intikamı!

Fransız filmi The Artist, sesizliği dinginleyen siyah-beyaz bir yapım olarak algılarınıza tutunmanızı emrediyor çünkü filmin tek sesi müzik. Sesiz filmlerin gözdesi George Valentin ve tesadüf yıldızı Peppy Miller, 1927-1932 yılları Hollywood sinemasının sesli filmlerin yükselişe geçmesi ile gururlu komedi yıldızı Valentin'in yokoluşu ele alınıyor.

Modern sinemada kelimeleri bu kadar severken mimiklerimizin nasıl unutulduğu adete yüzümüze vuruluyor. Bazı seslerin duyulmaya değer olmadığını Valentin'in çıkmazlarında Miller'ın ise yükseldiği seslerin dibe vuruşunda görüyoruz.

Esnek bir çığlık da takip de elbet:

-Mutsuzum George!
-Milyonlarca insanda öyle!

Zamanın eksik suretlerinde sesler düşüşünüzü bekler; gölgeniz bile sizi terkeder. Ve şöhret dimağı eskiyecektir kuşkusuz içinde boğuldunuz girdapta; bir sonrası çekilcektir öfkenize bakışlarımızda yükselen o yorgun sessizlikte.

20 Ocak 2012 Cuma

Bazen sayfalar dökeriz-4


The Civil Wars-Çığlıklar Hazır 
gevezehayat





Sade bir Amerikan esintisi  The Civil Wars, Joy Williams ve  John Paul White tarafından kurulan  folk müziğin kendine özgü sesi. Akşam yemeklerine ya da parti sohbetlerine musallat olan sessizliği bozmak için yola çıkmış gibiler. Sağlama alınan saplantı şarkıların eşiğine değil; kendileri oldukları evrenin paraleline çivilenmişler. Leonard Cohen klasiği Dance Me To The End of Love ile içimize kapanan pencereleri aralamak o sıkıştığımız müzik deryasının kulaçlarında, açıldıkları seslerde bizi de çınlatmak niyetindeler.





Poison and Wine (Ep/2009) simgesel kıvranmalarımıza taze bir tonlama. İç çatışmalarımızın ses bulmuş hali. Onları ruhumuzda  küçük bir akıntıya çevirmemizin diğer bir nedeni Michael Jackson coverı Billy Jean. Hiç yakınına uğramadığınız bir gölgenin melodisi. Ve aynı niteliği Barton Hallow (2011) silkeliyor oluglarımıza. Ruhumuzun yeni kurtuluşu ölü bir adamın çöküşlerine avuntusu. Esmer geceleri serinlemeniz için iyi bir fırsat. Kendimize dönüşümüzün ekseninde çok sesli bir sessizliğin daveti bu.




8 Ocak 2012 Pazar

Bazen sayfalar dökeriz-3

Yodelice (Maxime Nouchy)

Müziğin sevimli canlısı ile rüyaya ara...

Fransız müzisyen,başka serüvenlerin yolcusu olduğunu ilk albümü Tree of Life (2009) ile zaten belli etmişti. Ezgilerinin ithamını sızlatan sözcükleri var her bir vurgusunda.O diğer taraftan geçen bizlerin yolunda. Insanity,Free ve Noise bize müjdeler armonilerdeki yokluğumuzu,bir sonrasında sıkışacak ruhumuzu...




İkinci albüm Cardioid (2010) ikinci evreyi aralar boşluğumuza,söyleyecek sözlerimizi uyandırır pek çok parçası; kimilerinde yanar kimilerinde deneyimleniriz en çok da kendimizi seçeriz her bir sesten,kendimize esinleriniz yüzdeki buluşmaların hakikatinden… 





Ve nihai salınış Marion Cotillard ile Five Thousand Night düetinden gelir ve silkeler bizi iç düşlerimizden…