tag:blogger.com,1999:blog-24224386463689224352024-03-14T06:42:47.344+03:00arasözdüşler uyumaz...arasözhttp://www.blogger.com/profile/13412291532039018245noreply@blogger.comBlogger70125tag:blogger.com,1999:blog-2422438646368922435.post-58980678512226921772015-02-22T17:04:00.000+02:002015-02-23T17:34:54.866+02:00"Ara"da-19<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif; line-height: 18.3999996185303px;"><span style="font-size: large;">Vorace’ nin Yeteneği </span></span><span style="line-height: 115%;"><span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif; font-size: large;"><br />Félix Francisco Casanova</span><br /><br />
<br /><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large;">
Anlama ortak aramak yüzyılımızın yalnızlığına bir leke gibi çoğu zaman.
Yaşamadan yaşamak; ölmeden ölmek çabası içinde eridiğimiz gün yüzüne bir varlık;
dikte edilmiş bir alınganlık. Ben asrının ömründe bir hezeyan kayboluş;
bulunmak için aranılan bir boşluk. Bu boşluğun kenarından örselenen bir hafıza;
derin ve kaygılı. Bir ölümsüzün aklında ölümlü yaşadığı hayatın yokluğa ait
yakarışı: Vorace, tanrının diğer adı.</span></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-yMq6w7cjjfY/VOnuylv1YgI/AAAAAAAAAmE/406ES-ZVCAI/s1600/788ddc2b-e7f1-4e3e-bd1b-2c203f50bf32.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large;"><img border="0" src="http://3.bp.blogspot.com/-yMq6w7cjjfY/VOnuylv1YgI/AAAAAAAAAmE/406ES-ZVCAI/s1600/788ddc2b-e7f1-4e3e-bd1b-2c203f50bf32.jpg" height="320" width="199" /></span></a></div>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large;"><br />Unutmakla başlanılan her şeyin hiçliğinde tüm hayatlardan yorgun Vorace,
gündeliğin kelimelerinden, sesinden ve tahmin edilebilir olmasından yılgın.
Yaşamın içinde bir simsar dışında bir ihmal. Ölmek için attığı her adımda
kendinden ayrı düşmenin; yaşama ihtimalinin ıskaladığı bir ruhta insan olmanın
gayreti. Ölümsüzlüğün, kendi olarak yaşayabileceği bir hayattan alıkoyduğu
zamanda tüm imgelerin toprak rengindeki çığlığı Vorace ölümden de ıssız. Gerçekliğin
göreceliğinde tüm eylemleri çağrışımlarıyla bütünleştiğinde “<i>Anılarım aklımda el ele</i>” derken ömrün
hafızasında türediği bir yok olma hali: “<i>Geçen
her gece, dört bir yanından katlandığım her gece, daha az şey biliyorum, hiçbir
şey bilmemek için hepsinin bitmesini bekliyorum… Böylece yeniden doldurmaya
başlayabileceğim kendimi.</i>” Bilenebilir olanlarla koparılacak bağların kara
listesi düşlerinde yazdığı öfkelerin sınadığı kimsesizliğin telkini. Kapana
kısılmışlığın iniltisi ile özgürlükte bulunacak yer (yersizlik) yokluğun
niteliği: “<i>Hür baykuş haykırdı: ‘Ey
sevgili, haydi ormana doğru uçalım.’ Kafes kuşu, ‘Buraya gel, beraberce kafeste
yaşayalım,’ diye fısıldadı. Hür baykuş, ‘Parmaklıklar arasında, kanat açacak
kadar yer var mıdır ki?’ dedi. ‘Ne yazık,’ diye haykırdı kafes kuşu,
‘gökyüzünde tüneyip nereye oturacağımı bilmiyorum.’</i>” Özgürlüğün yokluğa
aidiyeti Vorace, kendi suretinde boğulan bir sonsuz. Gecenin ağzı bir kan
kuyusu gibi açıldığında içeriye girebilme ihtimaliyle dışarıda kalan bir ruh kaçağı. <br />
<br />
Düzenin düzensizliğinde gölgelenen Vorace, bütünlüğün sessizliği. Çöl gibi
gökyüzünde boşta kalan cehennemin bekçisi, uykuya yaralı dalanların hiç
uyanmadığı düşlerin genlerindeki inilti; kendi yalnızlığından tahliye edileni.</span><br />
<!--[if !supportLineBreakNewLine]--><br />
<!--[endif]-->arasözhttp://www.blogger.com/profile/13412291532039018245noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2422438646368922435.post-74850646437062672572014-02-28T17:58:00.000+02:002015-02-22T16:54:17.223+02:00"Ara"da-18 <br />
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif; font-size: x-large;">Kelebekler Zamanında</span><br />
<a href="http://aydakiadam.com/">aydakiadam.com</a></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif; font-size: x-large;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-XlBTcXN8fpM/UxCxWHJgtAI/AAAAAAAAAlE/rmP6bH8v4Jc/s1600/in-the-time-of-the-butterflies-banner.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://3.bp.blogspot.com/-XlBTcXN8fpM/UxCxWHJgtAI/AAAAAAAAAlE/rmP6bH8v4Jc/s1600/in-the-time-of-the-butterflies-banner.jpg" height="155" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif; font-size: large;">"Her şeyi yapabilmek,olmaktır." der Albert Camus,kendinden haz almanın olanaksızlığı içinde varoluşsal dinginliği nitelediği "Yaşama umutsuzluğu yoksa, yaşama aşkı da yoktur." düsturu bir insan olabilmenin inancı yanında bir kadın olabilmenin de iklimini belirler gibi. Bir kadın olarak doğmak tüm varoluş verilerinin en temelinde yabancı bırakılmakla, hep bir diğerinden daha fazla mücadele etme fikri ile toplumda yer almaktadır. Bu kendi halinde olmayla, hiçbir şeyin içinde her şeyi bulan kadın; kaybettiğinde kazanmıştır; ne bir eksik ne bir fazla hem tamdır zamana. İçi çekile çekile yuttuğu yoksunluk onu geleceğe var etmiş; zamanın çok ilerisinde bir değil binlercesi olabilmiştir kendinin. </span></div>
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-LXB6HLtlRTU/UxCxo-boGiI/AAAAAAAAAlM/Kgn6Nvga_bA/s1600/hermanaMirabal-tile.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://2.bp.blogspot.com/-LXB6HLtlRTU/UxCxo-boGiI/AAAAAAAAAlM/Kgn6Nvga_bA/s1600/hermanaMirabal-tile.jpg" height="302" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<br />
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif; font-size: large;"><br />Mirabal Kardeşler, verdikleri varoluş mücadelesinde ilke alanlarının bu düsturla beslendiğini bilmese de farkındalık çerçevesi bu fikirle algılanabilir. Zira kadın olmanın bilinirliğinin sınırlarında, faşist dünya hiçbir kadını gerçekten tanıyabilmiş değildir. Kardeşler ilk varlık sıkıntısını yaşadıkları sakin kasabanın havasında solumaya başlar. Kapalı bir kutuda çiçek açan kadın, babasının ve annesinin omzunda bir yonca, geleceğe sunulacak bir goncadır. Kırılışın ilk hedefi, eğitimden hep uzak tutulmaya çalışılan kadının, okuma feryadıdır. Bulundukları sınırları zorlama çabası çıktıkları yolda kardeşlerden birine sadece bildiği ile yaşamanın gerginliğini sunar;<br /> "Ait olduğumuz yerde yani evde kalmalıydık." der. Diğerinin başı çektiği direniş, sorunsalı belirler;<br />" Nereye ait olduğumuzu nasıl bilebiliriz ki! Tek bildiğimiz yer çiftlik." Bir yerde olma fikri, kendini var etmenin umutsuzluğu ve mutluluğudur. Aynı kalmama düşüncesi insanı taşır ve ilerletir. Bu nedenle yola koyulmuş her kadın, düzenin tehdididir. Çünkü kadın, hedeflerini, ilkelerini ve bilmeye doymayan, sorgusuz bırakmayan ruhunu da her yere beraberinde getirir. Taşınan düşünceler zaten zemini olmayan her yapıyı çatlatır ve çöküşe hazırlar. Bunu gerçekleştirmenin önceliği ideali yerleştirmek, onunla hareket etmektir. Ancak bir birey için en büyük felaket, tüm öğrendiği ve bildiğiyle başladığı yere dönmektir. Dönüş her türlü başlangıcın sinesidir ve kaçışın ihtimalidir. Öğrenilen her iyi ve kötü, sistemin ötelediği, görmezden geldiği hakikatlerden başka bir şey değildir. Kısıtlamalar kadının erkekten daha başarılı olacağı korkusundan değil, hep gerçeği bulup otoriteyi sarsacak olmasındandır. <br /><br /><br />Kardeşlerden Minerva Mirabal, dönemin kadınlara yasak olan hukuk fakültesinin kapısını kendine araladığında savaşı başlatmıştır. Her eylemci birey gibi yönetimin temel fonksiyonlarındaki tehdit ve takasları ölçülemiş, imkansızların ilerisine geçmiştir. Katıldığı örgütle ideallerini sunma şansını yakalayan Minerva, içinde bulunduğu Trujillo yönetimini şöyle özetler: İnsanları bir diktatörün en gözde diyetiyle besliyordu: Ekmek ve korku. Olası her ihtimali ile zor olan hayat, kadına, her türlü siyasal dikte ile daha da zorlaşır. Umutsuzluğuyla aşık olur kadın, yaşama. Zaten bir mücadele ile doğar kendi gibi olandan ve belki de oluştuğu yerdir onu yüzyıllardır hep savaşmaya zorlayan. Yani sadece kadın olmaktır bazen, her neden ve sonuç. Mirabal Kızkardeşler, verdikleri savaşın renginden korkmadan birer kelebek olup, kadının bu zamanını niteleyerek onu varediyor. </span>arasözhttp://www.blogger.com/profile/13412291532039018245noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2422438646368922435.post-67957678523499362342014-01-31T11:27:00.001+02:002014-02-07T15:25:37.549+02:00Bazen sayfalar dökeriz-9<br />
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif; font-size: x-large;">Yuck - Kaderim Olabilirsin!</span></div>
<div style="text-align: center;">
<a href="http://aydakikedi.net/?p=656">aydakikedi.net</a></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-A0xbH789xYY/UutpofEofsI/AAAAAAAAAk0/-V47Sl3F8Ik/s1600/Yuck-1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://3.bp.blogspot.com/-A0xbH789xYY/UutpofEofsI/AAAAAAAAAk0/-V47Sl3F8Ik/s1600/Yuck-1.jpg" height="266" width="400" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif; font-size: large;"><span style="line-height: 115%;">Eğer
yeterince uzunsak zamana, aşabiliriz "ben" denilen duvarları. Biraz
aksamışsak geceden, derdimiz; soğukta kalmanın bir anlamı olmalı. Şuana inatla
İngiliz indie grubu sınırlarımızı sınırlıyor gibi, bir gidilebilirlik var bu
işte. Rüyadaysak farklıca, bir boşluğu var sesimizin bu kalabalıkta. Ilık bir
rüzgar Yuck, içe çekilen, çekildikçe esriyen.</span></span><br />
<br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="//www.youtube.com/embed/hnsvgOYmOxc" width="560"></iframe><br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<span style="font-size: large; line-height: 115%;"><span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;">Bir
adam aşık; aşk Georgia. Ve onsuz azalan yaşam, yalnızca sıradan. Bu sıradanlıkta
"Nefesimi kaybetme".Biraz yaşanmışlık sürülecek üzerine. İki albümlük
seyri ile kendinin dışında kalmanın arsızlığını aralıyor gibi Yuck. İnatla
arınıyor ki yeni bir şey yok; hep tadını bildiğimiz gibi yeryüzü. Yüzümde
taşıdığım bir gökyüzü. Grubun adını paylaşan ilk albümün normsuzluğu, elim
yetişse tutunacağız bir yerine inancın; yaşanabilecek gibi dünya. Glow and
Behold tüm nefsin bir yerinde hiçliği bulmakta ve yankı: Her yoldan dönülebilir
mi geç kalındığında; soğuk seni bana çalmışken ve bir çalınmışlık delmişken
zırhları, ben sarılmışsam sana ölmedik mi ikimizde hayat denilen delikte!
Herkesin kendi adına bedelini ödediği bir geceye vardıysan bu dipte, bazı
sesler <a href="http://www.saloniksv.com/tr/etkinlik/391/yuck">herkesin içinde!</a></span></span><br />
<span style="color: #333333; font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><span style="background-color: white; font-size: 14px; line-height: 21px;"><br /></span></span>arasözhttp://www.blogger.com/profile/13412291532039018245noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2422438646368922435.post-79811061817066877382014-01-20T18:34:00.003+02:002014-01-20T18:37:10.313+02:00"Ara"da-17<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: x-large;">Metropia Anomisi</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://aydakikedi.net/?p=511" target="_blank">aydakikedi.net</a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-v-zFVyqoUII/Ut1LFotohFI/AAAAAAAAAkg/4gosu_G2Myc/s1600/metropia.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://1.bp.blogspot.com/-v-zFVyqoUII/Ut1LFotohFI/AAAAAAAAAkg/4gosu_G2Myc/s1600/metropia.jpg" height="223" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif; font-size: large;">Dünya, tarih boyunca iyi bir yer sahibi olabilmek için kendi içiyle, kendi yarattığı ülkelerle savaştı. Kaybetti, kazandı. Öyle ki hayali hep iyi bir varlık olmak, insanlığa insan olmanın güvenini sağlamaktı. Ancak farketti ki uğruna savaştığı insan, anlamını hiç bilemediği “kendini” yokluğa terk etti. Çıkarlarını araladığı tüm sinsiliklerle merkezi olmak istedi evrenin yahut kendinin. Her şeye “ben” diyebilmenin cezbini bencilliğe resmetti. Resmedilen bu bencillikte geleceğin tükenişinin, içeriden ölen bir toplumun ; kurallarını,ahlakını ve varoluşunu belirledi. Geçmişi ve geleceği sınırlandırarak kontrol düşkünü bir metabolizma haline geldi.</span><b style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif; font-size: x-large; line-height: 27.600000381469727px;"><br /><br />Metropia (2009),</b><span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif; font-size: large; line-height: 27.600000381469727px;"> </span><span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif; font-size: large; line-height: 27.600000381469727px;">insan benliğinin acizliği ile yaratılan bu kontrol mekanizmasının, nasıl çözümlendiğinin, toplumu nasıl kendi kaderine terkettiğinin en açık göstergelerinden biri. Her imgesi ile altı çizili “şimdi” nin gerçeğini farklı bir gözle yorumluyor. 2024 yılında, milenyumun uğradığı çağ dışılığı irdeliyor. Uygarlığın, savaşların ardından kendi haline bırakılmışlığı ile insanlığı, insanca yaşama erdemine inandırırken yarattığı tüketim hareketleriyle bu erdemin eriyişini gözlemliyor. Bir distopyadan ziyade günümüzün koşullarını vurguladığı açık olmakla birlikte sürekli izlenen, izlendiğinin bilinç dışılığında benliksiz eylemlerin sorunlarıyla sürekli tüketim eğilimi kazandırılan insanlığın tahribatını yineliyor.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<br />
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-eYNtnKCPjEM/Ut1L17uTk1I/AAAAAAAAAko/Vlf6lDbx-xA/s1600/metropia_large.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://2.bp.blogspot.com/-eYNtnKCPjEM/Ut1L17uTk1I/AAAAAAAAAko/Vlf6lDbx-xA/s1600/metropia_large.jpg" height="225" width="400" /></a><br />
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif; font-size: large; line-height: 115%;"><br />Kontrollü
yaşamda ilk hedeflenen hareket edebilme özgürlüğüdür. Hareket, sizi içinizdeki
bağımsızlığa taşıyan ilk adımdır. Ve Metropia’ da bu ilk adım bisiklet
kullanmak. Bisiklet kullanmanın yasak olduğu ve tüm Avrupa ile bir metro ağıyla
ulaşım sağlayan bu şehirde, iki pedalın insan varlığına katacağı özgürlük,
sınırlandırılmış yaşamın ilk karşı çıkışı ilk direnişidir. Roger, yalıtılmış
olduğu gerçekliği farkettiğinde seslerde beraberinde gelir. Son dönem
modernizmin ağır eleştirel yapımlarında gözlenen karakterin seslerle uyanışı
Metopia’ da “İçindeki seni dinle” sloganı ile hayat bulur. Bu bulunuş
“Kişiliğinin kontrolünü kaybedince ne yaparsın?” sorunsalı ile anominin
merkezini belirler. Her canlının var olma alanın daraltıldığı toplumda,
sistemin çarkıyla oynayan yahut oynatılan bireyin yapımda konumlandırıldığı
yer; televizyon karşısında ölen bir "şu an" dır. Yaşadığımız yüzyılın
lanetine kulak kabartır gibi yapım, hiçliğin çığlıklarından uzakta
oyalanan,oyalandırılan bir yığın. İçimizden konuştuğumuz bu yeryüzünde,
ruhumuzun aldığı rengin hıçkırığı yalnız olmaktır.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Georgia, 'Times New Roman', 'Bitstream Charter', Times, serif; font-size: 14px; line-height: 21px;"><br /></span>arasözhttp://www.blogger.com/profile/13412291532039018245noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2422438646368922435.post-22926448418395461432013-11-21T10:14:00.002+02:002013-11-21T10:14:49.996+02:00Bazen sayfalar dökeriz-8<div style="text-align: center;">
<br />
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif; font-size: x-large;">Fallulah - Sadece insanım!</span></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-SO_X_jUDEBE/Uo0VOAWH2OI/AAAAAAAAAkM/-2lmqFyTA9Y/s1600/27.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="223" src="http://2.bp.blogspot.com/-SO_X_jUDEBE/Uo0VOAWH2OI/AAAAAAAAAkM/-2lmqFyTA9Y/s400/27.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<br />
<br />
<br />
<div style="text-align: left;">
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-large;">Herkesin içinde dönen dümene iyi bir kavrayış Fallulah. Zamanın çarkını yakalamış ezgileriyle bir efsane değil belki ama şuana tutunabilmek
için iyi bir neden. Sadece biraz sevgiyle kendimizden ileriye, sadece insan olabilmeye inandırabilir bizi.<br /><br /><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="344" src="//www.youtube.com/embed/wR3uWqkpQBk" width="459"></iframe></span></div>
<div class="MsoNormal">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<br />
<br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-large;">İki albümlük seyiri ile zamandan geçebilir mi onu
ölçemeyebilir ama zamanda bir yerde hepimizi müziğe hapsedebileceğini söyleyebilirim. Şarkı sözlerindeki genel anomi, bir kaçışın içine çekilme, çekildiği yerden hep bir eksilme hali; bundan daha fazla mutlu olamam gibi. Her bir parçasında bir yoldayız sanki birinin aşkıyla, bir şeylerin parasıyla yahut
birilerinin kayboluşuyla gelecek bir boşluk ve o boşluklardaki kimsesiz hayaletlerimiz. Kimsenin nereye gittiğini bilmediğimiz bu yerde hala iyiye
kullanabileceğiniz bir şeylere sahipseniz Fallulah <a href="http://www.saloniksv.com/tr/etkinlik/371/fallulah" target="_blank">burada.</a><br /><br /><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="270" src="//www.youtube.com/embed/Rt6hIh2wuJ0" width="480"></iframe></span><br />
<br /></div>
</div>
</div>
arasözhttp://www.blogger.com/profile/13412291532039018245noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2422438646368922435.post-33301187528030166592013-11-19T10:39:00.000+02:002013-11-19T10:40:46.928+02:00"Ara"da-16<br />
<span style="font-family: Helvetica Neue, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large;">İNSAN OLABİLMENİN ŞİDDETİ ÜZERİNE</span><br />
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><span style="font-size: large;">Yaşadığımız yüzyılın kuşkusuz en büyük problemi "insan" olabilme kabiliyetinden oldukça uzak bir yoksunluk içinde yaşamsal faaliyetlerin tüketimidir. Bu tüketim, içerisinde barındırdığı bireyleri sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel çerçevede yenileyerek ve sürdürülebilir bir ürün haline getirerek "insan" ın etki ve yetkilerinin sınırlandırılmasını sağlamaktadır. Sınırlanan birey içinde bulunduğu çoğulculuğun kültür ve ahlak anlayışını benimseyerek, toplumun ihtiyati bir varlığı olarak yaşamını tamamlamaktadır.</span></span><br />
<br />
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-ttq4BJo1MOs/UosgY-dt8PI/AAAAAAAAAj0/WFhT7W6ZrME/s1600/any_day_now_1.png" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="240" src="http://3.bp.blogspot.com/-ttq4BJo1MOs/UosgY-dt8PI/AAAAAAAAAj0/WFhT7W6ZrME/s320/any_day_now_1.png" width="320" /></a><br />
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif; font-size: large;">Toplumun temel ihtiyaçları doğrultusunda bireyin ilk tanımını cinsiyet oluşturur. Cinsiyet, bireylere "biri" olma koşulunu sağlar. Bu koşulun anlam ve öncüllerini toplum temin eder.Bu teminat ile birlikte bir kağıt parçası üzerinde insanlar kadın ve erkektir. Bir kağıtla onlar, toplumun arzu ve hedeflerini karşılayan "biri"leridir. Bu birileri olma hali içerisinde yitirilen hayat, kaybedilen zaman insanın kendi kendinden sorumlu olma hali, bilincini kaybeder. Kaybolan bu bilinçle birey, kendi için değil toplum için yaşamaya başlar.Uğruna yaşanılan bu toplum sıradanı,normali ve anormali belirleyerek aslında insanları değil "insanlığı" kutuplaştırır.</span><br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-YFqpez0x2bg/UosgkIcvRBI/AAAAAAAAAj8/hrcdpGoY2Bo/s1600/003_any_day_now3_l.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="179" src="http://1.bp.blogspot.com/-YFqpez0x2bg/UosgkIcvRBI/AAAAAAAAAj8/hrcdpGoY2Bo/s320/003_any_day_now3_l.jpg" width="320" /></a></div>
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><i><span style="font-size: x-large;">Any Day Now (2012)</span><span style="font-size: large;"> </span></i><span style="font-size: large;">, kutuplaşan toplumun en belirgin çizgilerini taşıyarak insan olmanın şiddeti üzerine kısa ama anlamlı bir tanım yapar. Bir eşcinsel çiftin, bir çift olabilme etkinliğini yine toplum belirler. Belirlenen bu yapı ile onlar anormal olanlardır. Bu anormallik içerisinde zihinsel engelli bir çocuğun bakımını üstlenmek onu sağlıklı bir birey olarak yetiştirmek için hukuki bir mücadeleye girişirler. Filmde en çok sorgulanan da budur. Normal dışı bireylerin yani sağlıksız olanların, nasıl sağlıklı bir çocuk yetiştirebilecekleridir. Bu mücadele insani vasıfların kimler tarafından tayin edildiğini net bir şekilde gösterir.</span></span><br />
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif; font-size: large;">Bu kabiliyetsiz toplum, yargıladığı insanların neleri kazandığını ve kaybettiğini kendi çıkarları doğrultusunda kaydeder. Hedeflenen çıkarların günün birinde başka insanların özgürlüklerine, yaşam hürriyetlerine saldıracağı endişesi asla taşımaz. Toplumun sundukları dışında bireyin varlık göstermesi mümkün değildir. Ancak bu mümkünlük artık toplumun elinde değil insan olma erdemini taşıyan her bireyin kendi varoluşundadır.</span>arasözhttp://www.blogger.com/profile/13412291532039018245noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2422438646368922435.post-24341017950717076062013-09-19T02:10:00.000+03:002013-09-20T19:38:55.672+03:00"Ara"da-15<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-xhMU-9EQ0Ik/UjoxwouyZOI/AAAAAAAAAio/AINDoF1MR_0/s1600/thebrokencirclebreakdown.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="180" src="http://1.bp.blogspot.com/-xhMU-9EQ0Ik/UjoxwouyZOI/AAAAAAAAAio/AINDoF1MR_0/s320/thebrokencirclebreakdown.jpg" width="320" /></a></div>
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><span style="font-size: x-large;">The Broken Circle Breakdown (2012)</span><br /></span><br />
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><span style="font-size: large;">Varolmanın yüce boşluğu,<br />içimden eksil,içimden sil,<br />ben ve o<br />sen ve kim,<br />bir olmadan biziz,içimiz derin,içimiz yol,içimiz<br />kimsesiz!<br /><br />Ben kendimi duydum diyor kadın ve çok kaçık dünya diyor adam: birlikte olabilmek için çok dar,uzak olmak için az,bir olabilmek içinse anlamsız.Tam metin düşülecek gibi değil sadece görmek gerekir.İçinde, için için yanan varlığa bir çift gözle bir matem gerekir.<br /><br />Bir adam müzik içinde müzik,bir kadın derisinden ruhuna kadın; aşk,ölüm,öfke gibi uzayan bir kelime bütününün kısa adı bir adam bir kadın ve amaçların anacı çocukları. Kimi seslerin nerede ve nasıl kesileceğini seçemediğimiz zamanların hikayesi. Adamın kadını çok sevdiği,kadının adama titrediği. Hep varmış ama hiç olmamış gibi. Hepimizin kendimizden çekildiği vakitlerin anımsandığı bir şarkı gibi. Evet gürültü; hiç bu kadar anlamlı olmamış gibi. Bir kadının hıçkırıklarından estiği </span><span style="font-size: large;">ve kendinden uzakta bir ben olmuş gibi:</span><span style="font-size: large;"><br /><br /><i>"Aslında hep biliyordum.Gerçek olamayacak kadar güzel olduğunu.Uzun sürmeyeceğini, hayatın böyle olmadığını,cömert davranmadığını.Birini sevmemelisin,birine bağlanmamalısın: Hayat seni kıskanır!"</i></span></span><br />
<br />arasözhttp://www.blogger.com/profile/13412291532039018245noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2422438646368922435.post-75357470332683418792012-09-21T10:54:00.001+03:002012-09-21T10:54:22.443+03:00"Ara"da-14
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-CpXbFtyERFM/UFwb_NUd_ZI/AAAAAAAAAhc/hG7af0lyjkc/s1600/ceesnoteboomcennetkay%C4%B1p.jpeg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://2.bp.blogspot.com/-CpXbFtyERFM/UFwb_NUd_ZI/AAAAAAAAAhc/hG7af0lyjkc/s320/ceesnoteboomcennetkay%C4%B1p.jpeg" width="206" /></a><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: left;">
<span style="font-size: x-large;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Cennet Kayıp</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><br /></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Cees Noteboom</span></b></span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://www.okuryatar.com/cennet-kayip-devrim-sultar/" target="_blank"><br />okuryatar</a></span></span></b><span style="font-size: x-large;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><br /></span></b></span></div>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; font-size: 11.0pt; line-height: 115%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-language: AR-SA; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><br /><span style="font-size: large;"><br />Dünyanın
Tersine Yolculuk</span></span></span></b><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; font-size: 11.0pt; line-height: 115%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-language: AR-SA; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><br /></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><br /></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span></span><span style="font-size: large;"><span style="font-family: "Calibri", "sans-serif"; line-height: 115%;"><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Bir gölgede iki kadın. Kıvranışları, hakim duruşlarındaki yanılgı. Cinsiyetli
kelimelerde kendilerini arayışlarının hıçkırıkları. İki aksak adımın gürültülü
yankısı çınlıyor varlık içinde, yaşayışını tırmalıyor biri diğerinin:
Yaşıyorsun benliğini </span><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">“sanki yanında hep
başka biri daha varmış gibi…”</span></i><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><br /></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
<br />Kadınların kaçışları esrarlıdır eğer ki yanmışsa canları ruhlarından ve arınmak
bir düş ritmi ise eksilmeyen hıçkırıklarından, bir gökyüzünün tersine izlemeye
başlar dünya ve onların ki Avustralya’da çizilir yüzlerindeki boşluklara.
Aborjin esinli bir yolculuk tamda onların ifade ettiği gibi Düşzamanı’ dır.
Kendine kırılmışların altı çizili öyküsü “Cennet Kayıp”</span><span style="mso-spacerun: yes;"><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"> </span></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">yeryüzündeki aralara sığdırılmaya çalışılan
bir varlık muhakemesi her gece yüzleşmek zorunda kaldığımız.</span><span style="mso-spacerun: yes;"><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"> </span></span><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">“Kadınlar
başka türlü uçarlar.”</span></i><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"> diyor Cees, kahramanların kanatları şimdilik saklı, sessizlikle
aynı olabilmek için. Yahut kendinden çekilmek, dünya ile aramıza sıkışan kim
olduğumuz mücadelesini tek heceli sözcüklerle vermek. Uzanıyor zaman çöl gibi
gecede ve biz bir kadını daha duymazdan geliyoruz</span><span style="mso-spacerun: yes;"><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"> </span></span><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">“
Benimle benim aramda, aşmayı öğrenmek zorunda olduğum bir boşluk oluştu.”</span><span style="mso-tab-count: 1;"><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"> </span> </span></i></span></span><span style="font-family: "Calibri", "sans-serif"; line-height: 115%;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span></i></span>
<br />arasözhttp://www.blogger.com/profile/13412291532039018245noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2422438646368922435.post-60292045113300808002012-07-19T17:37:00.000+03:002012-07-19T17:37:17.795+03:00"Ara"da-13<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /><br /><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: x-large;">Mister Lonely (2007)</span><br /><br /><br /><a href="http://1.bp.blogspot.com/-NHil-WH4WiY/UAgTuPGWY9I/AAAAAAAAAhQ/ffHWjAhpV2k/s1600/mister+lonely.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="177" src="http://1.bp.blogspot.com/-NHil-WH4WiY/UAgTuPGWY9I/AAAAAAAAAhQ/ffHWjAhpV2k/s400/mister+lonely.jpg" width="400" /></a></div>
<br /><br /><br /><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">- Hep bir başkası olmayı hayal etmişimdir.<br /><br />"Kendi" oluşumuzdan kaçışımıza kara bir seyir Bay Yalnız. İçimizdeki bizlere yıkıcı bir vurgu. Kendi olmanın rahatsızlığını duyumsayanlara bir sorgu. En önemlisi kendini aşmak isterken yine kendilerine düşenlere bir avuntu.<br /><br />Çaresizliğimiz işaretleniyor her bir soluk harbinde. Kendimizi kendimize kusmuşluğumuzun ağır izlenimleri seriliyor; görmekten kaçınırken yüksek sesle duymak zorunda kaldığımız. Her birimiz bir diğerini yaşamayı daha anlamlı bulmuştur kendini yaşamaktansa. Kendi olma erdemini bir başka ruhta aralamış kimsesizliğini saklamıştır. Ancak en çok bilinenden çırpınan bir kaybolmuşluğun öyküsü yeni başlamıştır. Başkasını görmek kendini görmekten daha kolay ve kendi hayatının dışındakiler içindekilerden daha yakındır.<br /><br />Öznenin yüklemlerle varoluşuna gönderme niteliğindeki yapım modern zamanların yalnızlığını kanatlandırıyor. Günümüzün karanlığı "başka"larında imgeleniyor.<br /><br />- Ve unutmayın, en gerçekçi ruh başkasını oynayan insanların sahip olduğudur.</span><br /><br /><br /><br /><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="360" src="http://www.youtube.com/embed/3Q9CJarf3iA" width="480"></iframe><br />arasözhttp://www.blogger.com/profile/13412291532039018245noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2422438646368922435.post-12964480609463851922012-07-11T19:21:00.002+03:002012-07-12T10:53:09.891+03:00"Ara"da-12<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: x-large; text-align: -webkit-auto;"> Martha Marcy May Marlene (2011)</span></div>
<br />
<br />
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-iP5ZAhdSGHg/T_2lB-S2MYI/AAAAAAAAAhE/GfBgsGkqsvE/s1600/marthamarcymaymarlene.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="300" src="http://3.bp.blogspot.com/-iP5ZAhdSGHg/T_2lB-S2MYI/AAAAAAAAAhE/GfBgsGkqsvE/s400/marthamarcymaymarlene.jpg" width="400" /></a><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span style="font-size: x-large;"><br /></span></span><br />
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">- Ölüm, hayatın en güzel anıdır.</span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Toplumsal nefeslerdeki ölülelere iyi bir ötekileştirme.
Farklılığın cezbini erken, korkusunu geç yaşarız. Martha bu yolculuğun nefsine
aldanıp kendini kusuyor: İnsanların var olmaya ihtiyacı vardır. Kendi
varlığının koparılışının ilk adımı.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
</div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Kimliğin eşiği aşıldıkça bazıları sadece bırakır kendini.
Unutulduğu yer ile avunur. Kıvranmaz, sancı yapmaz. Varlığının kuruntularını
kimseye sıçratmaz. Kim olduğunu söylemez, izler. Adlarından kaçtığı kadar
adıllarını da terk eder. Herkesten gider, kendi bilincinde kalır. Zihnindeki
kayıplarla aralanır, sessiz cümlelerle çoğalır. Çöküşlerin hepsinde fırtınalar
kopmaz film bunu itina ile hatırlatır.</span></div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><br /><br /><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="360" src="http://www.youtube.com/embed/ogmJ2B41l2U" width="480"></iframe></span></div>arasözhttp://www.blogger.com/profile/13412291532039018245noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2422438646368922435.post-53117875879835652612012-07-06T04:04:00.000+03:002012-07-06T04:04:42.753+03:00"Ara"da-11<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="line-height: 115%;"><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: x-large;">Le
Herisson (2009)<br /></span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-G4LCDBvS1wQ/T_YwjGLRlNI/AAAAAAAAAgs/_ykDEV3v_ec/s1600/le+herisson+2009.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="173" src="http://3.bp.blogspot.com/-G4LCDBvS1wQ/T_YwjGLRlNI/AAAAAAAAAgs/_ykDEV3v_ec/s400/le+herisson+2009.jpg" width="400" /></a></div>
<span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; font-size: 11.0pt; line-height: 115%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-language: AR-SA; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><br /><br /> </span><br />
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">- Uzun zamandır farkındayım ki gittiğim yolun sonu bir
akvaryum. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">11 yaşında bir kızın kendi vizöründen serzenişi yaratılışa.
Erken çıkmazların çeperinden esniyor öfke:<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">- Öyle bir dünya ki, bütün yetişkinler, araba camına çarpan
sinekler gibi.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">12.yaşında ölümü kutlamaya niyetli, gıyabı burjuva
çarpıklığında kaybolan her çocuğun bilindik ancak hiç duyulmayan sesi.
Yalnızlığın iki resmi: Ebeveyn husumeti ve unutulmuş bir evlat hicvi. Çalakalem
bir düşün pençesi değil bu vaktin izleri, varlığın anlamı doldurulmuş her bir
çizgide, karakterin küçük gözlerinde ve zihninden kamerasına yansıyan her bir
gölgede. Hep bildiğimizi sandığımız kavramların yeni bir özünü döküyor minik
elleri ve yandığımız halde sustuklarımıza sıçrıyor kimi görünür kimi görünmez
kılanların garabeti.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">- Beni tanımadı.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">- Çünkü seni daha önce hiç görmedi.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">İç daralmalarında züppeliğin kanatlarını kırıyor küçük
kahraman. Bilinir ve bilinmezin armonisini çiziyor satır satır kendi
kayboluşunun arayışından. Eskizi bol çıkacak bir karakter olmanın ilerisinde
bir çocuğun evreni resmediliyor insanlık hacmine.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<span style="line-height: 115%;"><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">- Önemli olan ölümün kendisi değil, öldüğünüz anda ne
yaptığınız.</span></span>arasözhttp://www.blogger.com/profile/13412291532039018245noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2422438646368922435.post-35198922372163725602012-07-01T01:24:00.000+03:002012-07-01T01:25:10.220+03:00Döngü-38 İçim Eski<span style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: large;">Yeni rengin umudu. Seslerde unutulanların yeni yargı tohumu. Yinelenen ezgiler peşinde sürüneceğimizin aşikarlığında var olduğumuza dair en hissedilebilir tutku: Melodi. Bir kadının kızıllığında esiyor şimdi. Arada bıraktığımız gecelerin yeni örse bela ikilemi. Direnci daralan vaktin kaçışına sıkışan bir ben bir sen muhakemesi. Ateşi bendim o masalın, hani o çok eskilerin derinlerinde gezindiği... Dans et hadi!</span><br />
<br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="270" src="http://www.youtube.com/embed/Cbe0cOiuoJM" width="480"></iframe>arasözhttp://www.blogger.com/profile/13412291532039018245noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2422438646368922435.post-72524825532791530232012-07-01T00:51:00.002+03:002012-07-01T00:52:20.232+03:00Döngü-37 Dönüş Garabeti<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif; font-size: large;">Bir ahkam ki önce bana sonra varlığıma kesildi. Bir soluğun çabasından ileri bir ben bir de benim dışımdaki evrenin kendi ucubeleri yürüyüp gitti. Evet buradayım ve hep burada olacağım dönüşümün rengini onların sesleri mi ele verecekti. Bir çoğul hükmünün kelimeleri mahkum ettiği bellidir lakin "fikir" doğduğu zihni bilir pek çok zavallı kendi ekmeğiyle kendi kursağını ellere esir etti. Evet ben geldim. Sanki çığlıkların esnedi.</span>arasözhttp://www.blogger.com/profile/13412291532039018245noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2422438646368922435.post-50986029104885665172012-03-16T13:03:00.002+02:002012-03-16T13:15:30.882+02:00Bazen sayfalar dökeriz-7<div style="text-align: center;"><span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif;"><span style="font-size: x-large;"><br />
Tiger Lillies - Sen sadece bir başka kaybedensin!</span><br />
<a href="http://gevezehayat.com/sen-sadece-bir-baska-kaybedensin/" target="_blank">gevezehayat</a><br />
<br />
<br />
<br />
</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/--BP1XlLkfSI/T2McUfInWsI/AAAAAAAAAfw/BKoPmtOsoR8/s1600/The-Tiger-Lillies.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="258" src="http://4.bp.blogspot.com/--BP1XlLkfSI/T2McUfInWsI/AAAAAAAAAfw/BKoPmtOsoR8/s400/The-Tiger-Lillies.jpg" width="400" /></a></div><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="text-align: left;"><span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif; font-size: large;">Melodram yolu ile karşıya geçen ötekilerin çok sesliliği onlar. Her bir köşenin kenarından usulca kıvrılanların, kendilerine katlananların tırmanışları var ezgilerinde: Dipleri öpmek için daha genç olanlara nasihat gibi her bir şarkının rengi! Zamanın hırıltılarından kendini bir opera sanatçısı olarak yetiştiren Martyn Jacques kendi kayıplarının söyleyeceği çok şey olduğunu her bir ritmde itina ile hatırlatıyor: Hayatım sadece bir enkaz! Varlığı yırtık bir kocamışın 1994'te başlayan fırtınası günümüze dek otuz albüm getiriyor. Ancak İngiliz sanatçı ve müzisyenlerin çoğu gibi, Tiger Lillies de uluslararası kült statüsü elde ederken, yoksulluk ve belirsizlik içinde yaşıyor. <br />
</span></div><div class="MsoNormal" style="text-align: left;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="text-align: left;"><span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif;"><span style="font-size: large;">Bazı eğlenceler tersinden başlar. Gülmek için fazlasıyla karanlık yutmuş olmanız gerekir. Bazı sesler duyulmaktan fazlasını bekler. Tiger Lillies zorluyor bu noktada evet "cehenneme gideceksin" arkası kesik yankıları kollamak boşuna! Dünyanın ticari uykulara çekildiği vakitlerde onların çığlıkları yankılanıyor, evren bir kabare ve onlar durmadan çeviriyor kaderin çarkını gülmek ve ağlmak yalnızca bir melodi arası! Eksik rüyalardan arınmak için iyi bir neden çünkü hiçbir şey gözyaşlarına benzemez!</span><br />
<br />
<br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="360" src="http://www.youtube.com/embed/ItTAWMUh_TM" width="480"></iframe></span></div><br />
<div style="text-align: center;"><a href="http://gevezehayat.com/sen-sadece-bir-baska-kaybedensin/" target="_blank"><br />
<br />
<br />
</a></div>arasözhttp://www.blogger.com/profile/13412291532039018245noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2422438646368922435.post-57401175677842125252012-03-03T17:35:00.002+02:002012-03-03T17:36:51.883+02:00Döngü-36 Kelime-i İstifa<div style="text-align: left;"><span style="font-size: x-large;"><br />
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><i>October Sky (1999)</i><br />
</span></span></div><div style="text-align: left;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><br />
<div style="text-align: left;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: large;">Bir kaç ruhun kaçışı kadar,yükselişini de irdelemeye ihtiyaç var. Her rüya görülür ancak her rüya yaşanmaz! Dalgın kozmik rüyaların kendilerine görülme şansı tanınmaz. Hikayede payidar olduğumuz şeyde bu zaten. Bizim hiç şansımız olmadı. Onların vardı ve tepeleme ruhlarla kendilerindeki dışlara açıldılar. Buralara eser mi o rüzgar, içimizde fırtınalar mı var? Biri bizi yüklense de kaçsak demiyor muyuz hep? Bu ülkede iyi düşler neden uyur? Uyanması için hiç şans tanımaz! Replik hükmü zayıf ancak bazen anlatmak için kelimelerden fazlasına ihtiyacımız olduğu ziyadesi ile hatırlatılmış. İçlerine dalanlar ben buradayım, hayır tam burada. Bu tarafa lütfen işte tam karşınızda!<span style="text-align: right;"> </span><span style="text-align: right;"> </span></span></div><div class="" style="clear: both; text-align: center;"></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"></div><div style="text-align: left;"><br />
</div><br />
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-VWWuRQz8eO0/T1Iz6ZDi5zI/AAAAAAAAAfg/0iWMLWJXNKk/s1600/october+sky.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="341" src="http://3.bp.blogspot.com/-VWWuRQz8eO0/T1Iz6ZDi5zI/AAAAAAAAAfg/0iWMLWJXNKk/s400/october+sky.jpg" width="400" /></a><br />
<div style="text-align: left;"><br />
</div><br />
<div style="text-align: justify;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: large;"><span style="text-align: left;">Yangını nerede başlatacağını çok iyi bilen bir yapım. Kaybolmanız için ithamlar peşinizi bırakmak istemez iken sizin kendinizi bulmanız için yapmanız gereken oldukça basittir: Kendize inanmak. Sadece inanmakla olmadığını da netleştiriyor: Size inananların dürütüleri doğrultusunda yardımlarını da ardınıza bırakması. Düğümlerin bir ebeveyn ve toplum ardılları ile çözüleceği yapım sizi <i><a href="http://www.homerhickam.com/index.shtml" target="_blank">Homer Hickam</a> </i>'a </span></span><span style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: large; text-align: left;">sürükleyecek. Ve elbet yazılacak çok şey var ancak hayatta izlenim edinmek daha münasip algı çırpınışlarımıza.</span></div>arasözhttp://www.blogger.com/profile/13412291532039018245noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2422438646368922435.post-51329614677045684432012-02-16T12:36:00.001+02:002012-02-16T12:37:52.069+02:00Bazen sayfalar dökeriz-6<div style="text-align: center;"></div><div style="text-align: center;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: x-large;"><br />
Seether - </span><span style="line-height: 115%;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: x-large;">Ve söyle kendine, ölümüm olacaksın!</span></span><br />
<a href="http://gevezehayat.com/ve-soyle-kendine-olumum-olacaksin/">gevezehayat</a><br />
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif; font-size: large; line-height: 115%;"><br />
</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://2.bp.blogspot.com/-FsqYlU-X2as/TzzZPiXL76I/AAAAAAAAAfA/JUxS5Y2O1uM/s1600/seether.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="250" src="http://2.bp.blogspot.com/-FsqYlU-X2as/TzzZPiXL76I/AAAAAAAAAfA/JUxS5Y2O1uM/s400/seether.jpg" width="400" /></a></div><div style="text-align: center;"><br />
<br />
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: left;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: large;">Dönüşümün paralelerinde kendilerine eğri doğrular edinen Güney Afrikalı post –grunge yer yer alternatif metal grubu olan Seether, altını çiziyor her bir şarkı sözününün yamacında, değişim kolay değildir. Her şarkının şiirsel akışı içerisinde başka bir yangının başladığını söylemek mümkün. “Etrafımdaki hayatletleri takip ediyor ve onlarla bir anlaşma yapıyorum. Her albüm onları biraz daha yakalamak ve onlardan biraz daha kurtulmak eğilimindedir” diyor grup vokali Shaun Morgan. Ve kavramların iç delilikleri pekiştiriliyor, her parçanın sesleri tanıdık ama bir o kadar uzak varlığın kendi çatışmasının iliklerine.<br />
<br />
Bir kargaşanın peşinen hüküm sürdüğü ilk albüm “Fragile” 2000 yılında koyuluyor yola. Arşınlanacak nice perişanlığın derinliğinden bir sonraki albüm olan “Disclaimer” geliyor ve Amy Lee ile yapılan “Broken” düeti yılın darbesini indiyor piyasanın soluklarına. Ve sonrası inletiyor gövdeleri; hırçınlaşan durakların sayısı artıyor. 2005 yılında “Karma And Effect” albümü “Remedy” ile dağılışı hızlandırıyor kendi kaybolmuşluğumuza , 2007 de “Finding Beauty in Negative Spaces” müziğe yeni bir enjeksiyon veriyor, kaya duruşların imgesi “Holding Onto Strings Better Left to Fray” 2011 yılının yüzgeçlerini deliyor. Ancak bir hayalet var ki kovalamanın keyfi ile nefretini yüz yüze veren George Michael incisi “Careless Whisper” coverı. Buradaki havayla aşınmak yetmediyse müzik ölür gibi uğrayın suçlu yüzlerin ritmine.<br />
</span></div><div style="text-align: left;"><br />
</div><div style="text-align: left;"><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="360" src="http://www.youtube.com/embed/g0_dyc4IrLg" width="480"></iframe></div></div>arasözhttp://www.blogger.com/profile/13412291532039018245noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2422438646368922435.post-62759547967846424722012-02-13T01:49:00.000+02:002012-02-13T01:49:43.538+02:00"Ara"da-10<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: x-large; text-align: -webkit-auto;">Little Miss Sunshine (2006)</span><br />
<br />
<br />
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-HnodzLBKgqc/TzhO0dXE9bI/AAAAAAAAAe4/5i1jLbcOfK8/s1600/LittleMissSunshine.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="165" src="http://2.bp.blogspot.com/-HnodzLBKgqc/TzhO0dXE9bI/AAAAAAAAAe4/5i1jLbcOfK8/s400/LittleMissSunshine.jpg" width="400" /></a></div><div class="MsoNormal"><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><br />
<span style="font-size: large;">Bu dünyada iki çeşit insan vardır:<br />
kazananlar ve kaybedenler.</span></span><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br />
<br />
Bir parodi öznesi adım adım! Küçük bir kızın gövdesinde taşıdığı sefil dünya artıklarını elemek yıkım yıkım!</span></div><div class="MsoNormal"><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br />
- Kızın ne yapıyor?<br />
- Ortalığı dağıtıyor.</span></div><div class="MsoNormal"><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><br />
<span style="font-size: large;">Kendiliğinden gelen eleştirinin eteklerinde kamburlaşmak. Es geçilenin kuklası hep görmek ama bir o kadar susmak! Bir kıyamet bekliyorsak tam da budur. Köşeleri çizilmiş imge bölmelerinin hangi zemininde sürtersek sırtımız o kadar dirileşir körlüğe. </span><i style="font-size: x-large;">9*</i><span style="font-size: large;">u kendinize eleyin. Uyku halinin bir renk beklemesini eksilterek! Yahut çekin sayfaları parça parça suskunluğunuzu iğneleyerek. Darp edilir şuh bir gece bir gündüz dilenerek!</span><br />
<br />
<br />
<span style="font-size: x-small;">*Pisagor'a göre dokuzun anlamı.</span></span></div>arasözhttp://www.blogger.com/profile/13412291532039018245noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2422438646368922435.post-91339029638469649242012-02-06T22:12:00.000+02:002012-02-06T22:12:19.721+02:00"Ara"da-9<div style="text-align: center;"><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: x-large;">We Need to Talk About Kevin (2011)</span></div><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/-qV30SWr3UTA/TzAwdgfsXBI/AAAAAAAAAeo/I04__e2FaYk/s1600/we+need+to+talk+about+kevin.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="291" src="http://1.bp.blogspot.com/-qV30SWr3UTA/TzAwdgfsXBI/AAAAAAAAAeo/I04__e2FaYk/s400/we+need+to+talk+about+kevin.jpg" width="400" /></a><br />
</div><div style="text-align: left;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="text-align: left;"><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Köşeyi dön anne,avuçlarındaki kanı öpüyorum!<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal" style="text-align: left;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="text-align: left;"><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Gen hatrının nailleri döşeniyor her bir solukta. Annenin lanet kucağına üşüşen isimsiz bir gölge. Gözleri sızlarken çığlık aralarına, bir kadının zoraki gülüşleri üşüşüyor korkularının nabzına. Daimi dolguların çekimini sızlatın. "Anne ve çocuk" bazen görünenden fazlasıdır. Bir kısım çekimsizleri hecelersiniz kuvveti sağlam akıntılarda, kürekler bir bir kapaklanırken azgın sözcüklerinizdeki vurguna.</span><o:p></o:p></div><br />
<br />
<div style="text-align: left;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/-OZNZhUM0MpE/TzAynHtYMVI/AAAAAAAAAew/JcoGDsdbe8w/s1600/kevin+hakk%25C4%25B1nda+konu%25C5%259Fmal%25C4%25B1y%25C4%25B1z.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="295" src="http://4.bp.blogspot.com/-OZNZhUM0MpE/TzAynHtYMVI/AAAAAAAAAew/JcoGDsdbe8w/s400/kevin+hakk%25C4%25B1nda+konu%25C5%259Fmal%25C4%25B1y%25C4%25B1z.jpg" width="400" /></a></div><div class="MsoNormal"><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br />
</span><span style="line-height: 115%;"><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Zaman, bir katil yaratır eğer ters esmişse rüzgar kadınlığın ufkuna!</span></span><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br />
</span></div></div>arasözhttp://www.blogger.com/profile/13412291532039018245noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2422438646368922435.post-13014322157868128002012-01-31T21:41:00.000+02:002012-01-31T21:41:34.874+02:00Döngü-35 Karga<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-large;"><br />
Karga Mecmua</span><br />
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large;"><br />
</span><br />
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-EnHddzK55T0/TyhC__zel2I/AAAAAAAAAeg/DGOE9sjjHZ0/s1600/kargamecmuamuzikyaz%C4%B1lar%C4%B1.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://3.bp.blogspot.com/-EnHddzK55T0/TyhC__zel2I/AAAAAAAAAeg/DGOE9sjjHZ0/s320/kargamecmuamuzikyaz%C4%B1lar%C4%B1.jpg" width="217" /></a><span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large;">İtina ile kanatılan deriler seslerde arınır. Bir kapı aralamak için melodiler lazım çokça karşıya geçmek için dünyanın diğer yarısıyla. Çığlıklarımızı duymak için nice boş suratta. Mevzu siz ve sizi açacak bir mecmua. Şarkılar melodilerden çok fazladır ruhun ağlayan kabuğunda.</span><br />
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: large;"><br />
</span><br />
<span style="font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="font-size: large;">Ve yıldırım tozunu attırır notalarda eriyen nice şuhta. Bir dimağın döngüsüne takılmak için karga kanatlarını açar içinde eridiğimiz durgun yolculuğa.</span><br />
<br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="http://www.youtube.com/embed/6c9lHmvbsdQ" width="420"></iframe></span>arasözhttp://www.blogger.com/profile/13412291532039018245noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2422438646368922435.post-47134621326219481562012-01-29T18:18:00.001+02:002012-01-29T23:35:16.070+02:00Döngü-34 Sesler çatlak<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><a href="http://1.bp.blogspot.com/-eL1SH39NdgQ/TyVwX_PgU3I/AAAAAAAAAeY/rJnUIigNlto/s1600/lana-del-rey.gif" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="223" src="http://1.bp.blogspot.com/-eL1SH39NdgQ/TyVwX_PgU3I/AAAAAAAAAeY/rJnUIigNlto/s400/lana-del-rey.gif" width="400" /></a><br />
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-sjXSnySKj2U/TyVtfxnBqVI/AAAAAAAAAd4/lbrcSIDYabE/s1600/lana-del-rey-e1326235480164.jpeg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"></a><span style="font-size: large;"><br />
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif;">Bir kadının gölgesinden kaçınmak. Yüzleri asık talihleri kendimizde asmak ve her dönüşün kayıp ucundan yine kendine yakalanmak. İşte tam orada dünyanın ikimiz için yaratılmış bir cennet olduğunu düşündürecek çok şey var. Bazı kadınlar da bunu savurur tıkandığımız ruh daraltılarında ; <b><i>Lana Del Rey</i></b> gibi. Eskidiğimiz pek çok düşü en sakininde tekrar çekiyor tenimize. En güzel elbiseleri giymek için salınıyor her bir tonun kokusu. Sanırım ona inanabilmek için önce inançta tükenmiş olmak gerekiyor. Kendine kapaklanan kadınlardan bahsediyoruz. Algısı gözlerini aşamayanlardan ; zamanı kendilerinde durduranlardan.<br />
</span></span><br />
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif; font-size: large;">"</span><b style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif; font-size: x-large;"><i>Born to die</i></b><i style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif; font-size: x-large;"> </i><span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif; font-size: large;">(2011) " kavramı ile kürekliyor yangınımızı. Estirecek çok rüzgarın olduğunu sesleniyor en derinden. Anlamı kıran kadınları kollayacak ezgileri fısıldıyor; umutsuz ev kadınlarını sokaklara indirecek türden. Görebildiğimizi söylemeliyiz ona hala çığlıklarımızın kadın kalabilmesi için. Sonu başa sürükleyecek yalanları tüketebilmek için.</span><br />
<br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="259" src="http://www.youtube.com/embed/HO1OV5B_JDw" width="450"></iframe></span>arasözhttp://www.blogger.com/profile/13412291532039018245noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-2422438646368922435.post-7829252580207438672012-01-27T13:41:00.001+02:002012-01-27T13:50:00.793+02:00Bazen sayfalar dökeriz-5<div style="text-align: center;"><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: x-large;">Cat Power - Belki değil!</span></div><div style="text-align: center;"><a href="http://gevezehayat.com/gordugum-ruya-ozgur-oldurme-onu/" target="_blank">gevezehayat</a><br />
<br />
<br />
<div style="text-align: left;"><br />
</div></div><div class="MsoNormal"><a href="http://1.bp.blogspot.com/-aV0gZJmCuBI/TyKMF8dFJgI/AAAAAAAAAdw/28rwIyd4E2Q/s1600/Cat+Power.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://1.bp.blogspot.com/-aV0gZJmCuBI/TyKMF8dFJgI/AAAAAAAAAdw/28rwIyd4E2Q/s320/Cat+Power.jpg" width="198" /></a><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Amerikan müzik piyasasında yirmi yıllık sakin bir fırtına estiren Cat Power , içeriden sesleniyor her birimize, solukları keskin sekiz albümü ile. Dişleri karanlığa geçirilmiş tanıdık bir sima her melodide. Sade duruşunun gördüğümüz her şeye inanmamızı sağlayacak nedenleri var gibi. Umutların bir adım ilerisinden sesleniyor bize güçlü referansların ezgisi ile. Nick Cave, Patti Smith turnelerinin yolcusu ve Eddie Vedder’ın “Tonight You Belong To Me” adlı parçasının nadide soluğu. <br />
<br />
<br />
Bir gökyüzü olmadan kaybedilen yıldızları topluyor dinginliğe şarkı sözleri. Ruhumuzda açılan delikleri en sade ritmler ile dolduruyor. Birilerini kaybetmek gibi her vurgu yahut kendi kayboluşunu hazırlamak. Anımsanmayacakların altını çiziyor Power , bir gün geri döneceğimizi hatırlatıyor her defasında çünkü tüm düşler gerçekelecek, hayat bir rüya. Açıklanmayacakları kolluyor şarkı araları, başka gözyaşlarını bürüyor notaları, kendisi dışında ağlayan dünyaya ince ince bir acı solluyor her zahmetin nedeni aşkları. Ağlıyoruz ağlıyoruz ve kimse bilmiyor. Sadece insanız yaptığımız kadarını alan, belki o bile değil. Dün buradaydı ya siz?</span><br />
<br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="http://www.youtube.com/embed/hdTaVBzrVic" width="420"></iframe></div>arasözhttp://www.blogger.com/profile/13412291532039018245noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-2422438646368922435.post-26433677811722739682012-01-21T14:39:00.001+02:002012-01-21T14:39:56.530+02:00"Ara"da-8<div style="text-align: center;"><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: x-large;">The Artist (2011) -Seslerin intikamı!</span></div><div style="text-align: center;"><a href="http://gevezehayat.com/bazi-sesler-duyulmaya-degmez/" target="_blank">gevezehayat</a></div><br />
<div><a href="http://3.bp.blogspot.com/-4Dtl5my-d6g/Txqw5PfQKTI/AAAAAAAAAcI/TIQGCNALD_I/s1600/the+artist.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://3.bp.blogspot.com/-4Dtl5my-d6g/Txqw5PfQKTI/AAAAAAAAAcI/TIQGCNALD_I/s320/the+artist.jpg" width="213" /></a><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Fransız filmi The Artist, sesizliği dinginleyen siyah-beyaz bir yapım olarak algılarınıza tutunmanızı emrediyor çünkü filmin tek sesi müzik. Sesiz filmlerin gözdesi George Valentin ve tesadüf yıldızı Peppy Miller, 1927-1932 yılları Hollywood sinemasının sesli filmlerin yükselişe geçmesi ile gururlu komedi yıldızı Valentin'in yokoluşu ele alınıyor.</span></div><div><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br />
</span></div><div><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Modern sinemada kelimeleri bu kadar severken mimiklerimizin nasıl unutulduğu adete yüzümüze vuruluyor. Bazı seslerin duyulmaya değer olmadığını Valentin'in çıkmazlarında Miller'ın ise yükseldiği seslerin dibe vuruşunda görüyoruz.</span></div><div><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br />
</span></div><div><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Esnek bir çığlık da takip de elbet:</span></div><div><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br />
</span></div><div><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">-Mutsuzum George!</span></div><div><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">-Milyonlarca insanda öyle!</span></div><div><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br />
</span></div><div><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Zamanın eksik suretlerinde sesler düşüşünüzü bekler; gölgeniz bile sizi terkeder. Ve şöhret dimağı eskiyecektir kuşkusuz içinde boğuldunuz girdapta; bir sonrası çekilcektir öfkenize bakışlarımızda yükselen o yorgun sessizlikte.</span></div>arasözhttp://www.blogger.com/profile/13412291532039018245noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2422438646368922435.post-18432340778156991222012-01-20T15:56:00.003+02:002012-01-21T14:41:02.969+02:00Bazen sayfalar dökeriz-4<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"></div><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: x-large;">The Civil Wars-Çığlıklar Hazır </span><br />
<a href="http://gevezehayat.com/the-civil-wars-4-nisan-aksami-salon-iksvde/" target="_blank">gevezehayat</a></div><br />
<br />
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-8_jTfkYilHI/Txlu6ti86TI/AAAAAAAAAcA/2_YaPz4xepo/s1600/the-civil-wars.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="245" src="http://1.bp.blogspot.com/-8_jTfkYilHI/Txlu6ti86TI/AAAAAAAAAcA/2_YaPz4xepo/s400/the-civil-wars.png" width="400" /></a><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><br />
<span style="font-size: large;"><br />
Sade bir Amerikan esintisi The Civil Wars, Joy Williams ve John Paul White tarafından kurulan folk müziğin kendine özgü sesi. Akşam yemeklerine ya da parti sohbetlerine musallat olan sessizliği bozmak için yola çıkmış gibiler. Sağlama alınan saplantı şarkıların eşiğine değil; kendileri oldukları evrenin paraleline çivilenmişler. Leonard Cohen klasiği Dance Me To The End of Love ile içimize kapanan pencereleri aralamak o sıkıştığımız müzik deryasının kulaçlarında, açıldıkları seslerde bizi de çınlatmak niyetindeler.</span><br />
<br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="259" src="http://www.youtube.com/embed/441mR2zsQbg" width="450"></iframe></span><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br />
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span style="font-size: large;">Poison and Wine (Ep/2009) simgesel kıvranmalarımıza taze bir tonlama. İç çatışmalarımızın ses bulmuş hali. Onları ruhumuzda küçük bir akıntıya çevirmemizin diğer bir nedeni Michael Jackson coverı Billy Jean. Hiç yakınına uğramadığınız bir gölgenin melodisi. Ve aynı niteliği Barton Hallow (2011) silkeliyor oluglarımıza. Ruhumuzun yeni kurtuluşu ölü bir adamın çöküşlerine avuntusu. Esmer geceleri serinlemeniz için iyi bir fırsat. Kendimize dönüşümüzün ekseninde çok sesli bir sessizliğin daveti bu.</span><br />
<br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="259" src="http://www.youtube.com/embed/ODOOo-R6kg8" width="450"></iframe><br />
<br />
<br />
</span>arasözhttp://www.blogger.com/profile/13412291532039018245noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2422438646368922435.post-87773519673872151432012-01-08T16:37:00.002+02:002012-01-08T17:43:33.056+02:00Bazen sayfalar dökeriz-3<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"></div><div style="text-align: left;"><div class="MsoNormal"><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span style="font-size: x-large;">Yodelice </span><span style="font-size: x-large;">(Maxime Nouchy)</span></span></div><div class="MsoNormal"><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><br />
</span></div><div class="MsoNormal"><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Müziğin sevimli canlısı ile rüyaya ara...<o:p></o:p></span></div><div class="MsoNormal"><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><br />
</span></div><div class="MsoNormal"><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Fransız müzisyen,başka serüvenlerin yolcusu olduğunu ilk albümü Tree of Life (2009) ile zaten belli etmişti. Ezgilerinin ithamını sızlatan sözcükleri var her bir vurgusunda.O diğer taraftan geçen bizlerin yolunda. Insanity,Free ve Noise bize müjdeler armonilerdeki yokluğumuzu,bir sonrasında sıkışacak ruhumuzu...</span></div></div><br />
<br />
<br />
<div style="text-align: left;"><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/DiNKfgAnYMo?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div><div style="text-align: left;"><div style="text-align: center;"><br />
</div><div style="text-align: center;"><div style="text-align: left;"><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large; line-height: 115%;">İkinci albüm Cardioid (2010) ikinci evreyi aralar boşluğumuza,söyleyecek sözlerimizi uyandırır pek çok parçası; kimilerinde yanar kimilerinde deneyimleniriz en çok da kendimizi seçeriz her bir sesten,kendimize esinleriniz yüzdeki buluşmaların hakikatinden… </span></div></div></div><div style="text-align: left;"><br />
</div><br />
<div style="text-align: left;"><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/0oeLJggiidI?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div><br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Ve nihai salınış Marion Cotillard ile Five Thousand Night düetinden gelir ve silkeler bizi iç düşlerimizden…</span></div><br />
<br />
<div style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: x-large; text-align: left;"><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/A25fMGmQlX8?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br />
</span><br />
<div class="MsoNormal"><span style="font-family: Georgia, serif;"><br />
<o:p></o:p></span></div>arasözhttp://www.blogger.com/profile/13412291532039018245noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2422438646368922435.post-63163930824559524082011-12-30T14:17:00.000+02:002011-12-30T14:17:00.388+02:00"Ara"da-7<a href="http://1.bp.blogspot.com/-35CGG2Nllas/Tv2oiWfikwI/AAAAAAAAAaw/mdNb_f7EPXc/s1600/bayku%25C5%259Flar+%25C3%25B6terken.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://1.bp.blogspot.com/-35CGG2Nllas/Tv2oiWfikwI/AAAAAAAAAaw/mdNb_f7EPXc/s320/bayku%25C5%259Flar+%25C3%25B6terken.jpg" width="224" /></a><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: x-large;">Baykuşlar Öterken<br />
Janet Frame</span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Daphne ölü odasından söyler şarkıyı.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br />
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Kendine kabuk bağlayanların soyulan öyküsü.Çırılçıplak kalmak gecede ve ışıksız gündüzleri kovalamak dört duvarın uğuldayan gövdesinde.Pek çok hesap yaptık geçmiş-gelecek ilintili ancak her nerden kovalarsak kovalayalım zamanı yine ona döneriz:aileye,ebeveyn eskizlerine.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br />
Avuntusuz bir anne,içinde kayıp bir baba,epilepsi hastası bir abi,özdeşliği </span><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">sıkışık bir abla ve gözleri ayaklarında bir kız kardeş ve bu husumetin gölgesini </span><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">tırnaklayan Daphne.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br />
"Ateşten camın arkasından yeşil dalgaya bakarak kırmızı gölgeyi gördüm ben!" diyor </span><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">zihni odalara gömülen küçük kız.Saçlarını çekiştiriyor hayat, rüzgar eteğini bile </span><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">savuramazken;titriyor rüyalarında umutları,aynada kendini görmeye boyu bile </span><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">yetmezken.Aksak ruhların çıkmazları boğuyor onu minicik avuçlarında ve hapsoluyor </span><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">karanlık duvarların, akıl içen boşluklarına. </span><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br />
"Dişlerinizi çıkartın!" diye komut verdi pembeli kadın. Oysa kendinde dişlenmişti </span><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">düşlerin çoğu ve inançlı olun diyordu ölümün yongası,küçük parmaklarından </span><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">kaydırırken çocukluğunu.Deliyi kendinde örseliyor Daphne,kimlerin deli olduğunu </span><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">gayet iyi bilerek;kendi ölümünü ve doğuşunu izleyerek...</span><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;"><br />
Dünya yüzünde kendiniz için hazineler biriktirmeyin!</span><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Bir çocuk yanarken nasıl çığlık atar,artık biliyoruz.</span>arasözhttp://www.blogger.com/profile/13412291532039018245noreply@blogger.com0