30 Aralık 2011 Cuma

"Ara"da-7

Baykuşlar Öterken
Janet Frame


Daphne ölü odasından söyler şarkıyı.


Kendine kabuk bağlayanların soyulan öyküsü.Çırılçıplak kalmak gecede ve ışıksız gündüzleri kovalamak dört duvarın uğuldayan gövdesinde.Pek çok hesap yaptık geçmiş-gelecek ilintili ancak her nerden kovalarsak kovalayalım zamanı yine ona döneriz:aileye,ebeveyn eskizlerine.

Avuntusuz bir anne,içinde kayıp bir baba,epilepsi hastası bir abi,özdeşliği 
sıkışık bir abla ve gözleri ayaklarında bir kız kardeş ve bu husumetin gölgesini tırnaklayan Daphne.

"Ateşten camın arkasından yeşil dalgaya bakarak kırmızı gölgeyi gördüm ben!" diyor 
zihni odalara gömülen küçük kız.Saçlarını çekiştiriyor hayat, rüzgar eteğini bile savuramazken;titriyor rüyalarında umutları,aynada kendini görmeye boyu bile yetmezken.Aksak ruhların çıkmazları boğuyor onu minicik avuçlarında ve hapsoluyor karanlık duvarların, akıl içen boşluklarına. 

"Dişlerinizi çıkartın!" diye komut verdi pembeli kadın. Oysa kendinde dişlenmişti 
düşlerin çoğu ve inançlı olun diyordu ölümün yongası,küçük parmaklarından kaydırırken çocukluğunu.Deliyi kendinde örseliyor Daphne,kimlerin deli olduğunu gayet iyi bilerek;kendi ölümünü ve doğuşunu izleyerek...

Dünya yüzünde kendiniz için hazineler biriktirmeyin!

Bir çocuk yanarken nasıl çığlık atar,artık biliyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder