28 Mart 2011 Pazartesi

Döngü-23 Vakit Yarım

Kulağı kesik sesleri dinliyoruz;duyuyorum nefretle en baştan başlıyoruz.
...

Bir zaman bilmecesini zihin kümeslerine tıkamasaydık yahut yakmasaydık öz benlik ateşlerini en başta ben buyum diye çıldıran nefreti divan odalarda adam olabilirdin,olabilirdik evrenin adıllarında.Hayır hayır biraz kendimizi dinleseydik alev almayacaktı "başka yok" çıkmazları evet biliyorum kaç milyon ruhuz birbirmize saplandığımız.Çok konuştuk o derinleri lakin hep dibe batamayız.Bir mücadele imgesi arıyorsan aynada kendi görüntünden sarkman yeterli olacaktır.Pek çok şeyi bildiğini biliyorum ama bilmediklerin okunuyor gözlerinden.Hayata mahkum ettiğin onca günahı sıvazla ve al koynuna.Ben gitmek istemedim sendin beni varlığından tepe taklak eden.Bırakın oraları ben gelemem fahişeliğin önde gezdiği ellerin ezberinden.Bir isim vardı körü körüne hapsolduğum:o adı bıraktım yarım vakitlerime;kendimden öteye...
O tozları mı?Silkeleyin kaderimden,bilmediğim hece takımları avuntularını kesin hesab-ı mücadelenizden.

19 Mart 2011 Cumartesi

Döngü-22 Ayakları Ters


...bağladım kadınlığın başında.



Satır arkalarını çektik aradan bir nefeste incelmesin diye adımız.Büklüm süzgün sıfatları çıkardık ufuktan,korkusuz yarımlar düşse de yolumuza birbirimize çıkacaktı duruşlarımız.
Öyle olamadı diye kesemem isimsiz hıçkırıklarımı yüzünden;yüzünden diyorum ne kadar öfke sızladıysa dişlerimde biri senden geldi tam da yutkunduğum aşk hecelerinde.Bir gölge daha düşüremem umud-u kavmime.Hoş sen düşeli çok oldu gözlerimden bir bağı da sen çektin ayakları ters benliğimden...
Dur dur biliyorum çok içtik o sigaranın nefsinden...Lakin bırak iplerimi artık kendime çözüldüm tekrar bulutların öksesinden...
Çok nefes alma oralarda gidişimden artanlara sığınmışsın eskiler acıtır eskimeden önce vurdukları yerden...Biliyorum çok araladım sızıntıları;çoktan geçti varlığım senden...

6 Mart 2011 Pazar

Döngü-21 Kalk Oradan

...bir başım olduğunu biliyorum kendime...


evet evet ne kalacaktı ki geriye aptal mı o kadar gece?

kaç gökyüzü düşürdün sersem atif inançlar üzerine,
yine mi sürünecekti kahin gölge semtlerine..
güneşin arkasından giden ruhun şafağa döngüsü ne olabilirdi?
sahi uçabilir miydi hece?
düşebilir miydi mısralar ben geçmeden evvel yüzlere?
bir adım olabilir miydi sessizlikte,
yahut kaç yerimden ölebilirdim
kadınlığın kokusuz genlerinde.
dur bırak beni şu kenarda,
kaç köşe alsam da çıkmıyor o sokaklar bana,
ardıma kaldı pencerelerine takıldığım onca zina,
bu durakta susarım ben,
gelenler daha acı gidenlerin kuytularında,
zamanı bırak yanıma;bir o kafirin günahı boynuma...
biliyorum çok içtim;sarhoşluğum bile duman
izmarite mahkum kadın tokluğumda.
uzadı sessizlik bırak paçamı;kendi soluğumdan asılacağım yokluğumun tımarına!..

kes en sağlam yerinden;aktıkça çoğalacak ruh-u müdafa..